Üst üste istifalar AB’yi sarstı
Fransa krizi Avrupa piyasalarında şok dalga yarattı: Hükümet istifası ve bütçe gerginliğiyle yatırımcılar dikkatle bekliyor.
Hükümet kurulduğu saatler içinde istifa eden Fransa Başbakanı Sebastien Lecornu’nun sürpriz kararı, Avrupa’da derin bir etki yarattı. Macron yönetiminde görev yapan dördüncü başbakan olarak istifa eden Lecornu’nun bu adımı, ülkedeki siyasi belirsizliği güçlendirdi ve ekonomide de kırılganlığa yol açtı. Başlangıçta Euro’nun değer kaybı kaydedildi; Fransız tahvillerinin getirileri ise yükselmeye başladı. Ancak kısa süre sonra Macron’un çağrısına yanıt veren hükümet, ülke için bir istikrar planı hazırlamak üzere çarşamba akşamına kadar süre istedi. Bu gelişme, Fransa borsasında sert hareketlere sebep olurken piyasalarda endişeyi artırdı.
İçyapıda gelen yeni iddialar, Elysee Sarayı’nın ay sonuna doğru erken bir Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilebileceğini işaret ediyor. Eğer Macron bu süreçte istifa ederse ya da Cumhurbaşkanı seçilemezse, Avrupa’da bir borç krizi riski yükseliyor. FRANSA BÜYÜK EĞİLİMDE BİRİKİ Fransa’nın kamu borcu, Avrupa’da kaydedilen en yüksek seviyelerden biri haline geldi ve toplam borç 3,35 trilyon euroya ulaştı; bu, milli gelirin yaklaşık yüzde 113’üne denk geliyor. Önümüzdeki yıllarda bu oran yüzde 125’e çıkması öngörülüyor. Fransa’dan daha yüksek borcu olan Yunanistan ve İtalya ise istikrarlı yönetimler sayesinde krize sürüklenme riskini azaltıyor görünse de, Fransa’daki siyasi belirsizlik bu dengeyi sarsıyor. Bütçe açığı yaklaşık %5,8 seviyesinde seyrediyor ve bu oran, Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde. Brüksel’in hedefi olan %3’e iniş için sert kemer sıkma önlemleri gerekecek; fakat mevcut siyasi atmosfer bu adımları zorlaştırıyor.
Yatırımcılar, Fransa’nın borçlanma maliyetlerindeki artışa karşı tedbirli duruyor ve ülke tahvillerinden uzaklaşıyor. Ekonomistler, Macron hükümeti düşerse Avrupa’da krizin derinleşebileceğini değerlendiriyorlar. Bu süreçte Almanya ile karşılaştırıldığında Fransa, borçlanma maliyetlerini daha yüksek ödemek zorunda kalabilir ve bu durum Avrupa genelinde risk algısını güçlendirebilir.