Yargıtay’dan emsal karar!
İzinsiz görüntü kayıtlarına ilişkin yargı süreci, özel hayatın gizliliğini korur; delil değerlendirmesi ve adil yargı için bilinçli rehberlik sağlar.
Muğla’da yaşayan bir kişi, boşanma sürecinde olduğu eşinin gece geç saatlerde tanımadığı birinin aracına bindiğini gördü. Takibe devam eden koca, eşini ve yanındaki kişiyi araçtan indirirken cep telefonu ile kayda aldı. Şikâyet üzerine sanık hakkında, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dava açıldı.
İlk derece mahkemesinde savunma yapan sanık, aldatıldığını düşündüğü için görüntü kaydını aldığını öne sürdü. Mahkeme, sanığı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum etti. Ancak karar, suç unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle bozuldu.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak sanık lehine beraat kararı verdi. Kararda, delil elde etmek amacıyla görüntü kaydı yapıldığına ilişkin ifadeye dikkat çekildi ve görüntülerin ifşa edildiği ya da çoğaltılarak dağıtıldığına dair delil bulunmadığı belirtildi. Mağdur ile diğer kişinin görüntülerinin kamuya açık alanda çekildiği hallerde özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun unsurlarının oluşmadığı ifade edildi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, temyiz incelemesinde sanık hakkındaki beraat kararını hukuka uygun buldu ve onadı. Daire, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve Kanun’a uygun yürütüldüğünü, iddia ve savunmaların toplanan tüm deliller eşliğinde gerekçeli kararda tartışıldığını belirtti; beraat kararında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğini vurguladı.