Dolar 42,0674
Euro 48,5722
Altın 5.430,16
BİST 10.971,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Sal 21°C
Çar 18°C
Per 16°C
Cum 18°C

ABD-Çin gerilimi tırmanıyor

Çin–ABD rekabetinde nadir topraklar, çipler ve tarifeler yükselirken gerilimin nabzını, gelişmeleri ve etkileri akıcı bir bakışla keşfedin.

ABD-Çin gerilimi tırmanıyor
11 Ekim 2025 14:28
A+
A-

ABD ile Çin arasındaki güç rekabeti, son dönemde gümrük tarifelerinden teknoloji kısıtlamalarına, kritik minerallerin kontrolünden lojistik maliyetlerine kadar uzanan çok yönlü bir çatışmaya dönüştü. Taraflar, ülkelerin ticaret ve teknolojik kapasitesini belirleyen alanlarda birbirlerine karşı sert adımlar atıyor; bu hafta içinde bile yanıtlar ve karşı hamleler hızla değişiyor.

Çin, 9 Eylül’de nadir toprak elementleri ve ilgili üretim teknolojilerinin ihracatını kapsayan yeni kontrol önlemlerini duyurdu. Bu adımlar, elektrikli araçlardan akıllı telefonlara, uzay araçlarından savunma sistemlerine kadar geniş bir yelpazedeki ileri teknolojilerin üretim süreçlerinde kritik rol oynayan bu elementlerin akışını hedefliyor. Ayrıca, Çin’de üretilen nadir toprakları ihraç eden yabancı şirketlere lisans zorunluluğu getirilirken, batarya üretimiyle ilgili materyaller ve bazı metal türlerinde ihracat kısıtlamaları da genişletildi.

Kısıtlamaların amacı sadece ihracat kontrolüyle sınırlı kalmıyor; bu önlemler, işlenen teknolojilerin transferi, montaj hatlarının kurulması ve ürünlerin ikincil kullanımla ilgili süreçlerdeki güvenlik risklerini de kapsıyor. Aynı zamanda Çin, sivil ve askeri ikili kullanıma sahip ürünler için lisans gerekliliğini artırarak küresel tedarik zincirindeki esnekliği sıkı bir şekilde denetliyor.

APEC Zirvesi öncesinde gelen bu kararlar, ABD ile Çin arasındaki tarife görüşmelerinin sürdüğü bir döneme denk geliyor. Çin daha önce de nadir topraklar üzerindeki kontrolleri sıkılaştırmış; Biden yönetiminin 2024 sonlarında başlattığı tarife politikalarına da yanıt niteliğinde hareket etmişti. Çinli üretimin küresel pazar içindeki baskın konumu, bu alandaki politika değişikliklerinin dünya ekonomisi üzerindeki etkisini artırıyor.

ABD’nin tepkisi ise bu konulara karşı çok daha kendini gösterici nitelikte oldu. Trump’un açıklamaları, Çin’in nadir topraklarındaki adımlarına karşılık olarak Çin’e tüm ithal ürünlere %100 ek gümrük tarife uygulama ve kritik yazılımların ihracatını durdurma yönünde bir tehdit içeriyor. Ancak bu sözler, görüşmenin tamamen sonlandığı anlamına gelmiyor; taraflar yüz yüze görüşmelere açık olduklarını belirtmeye devam ediyorlar.

Öne çıkan gelişmeler arasında dron teknolojileri ve savunma sanayisiyle ilişkili şirketlere karşı yaptırımlar da yer alıyor. Çin, Tayvan ile askeri-teknik işbirliğine giderek Çin’in güvenliğine zarar verdiğini savunduğu şirketleri güvenilmez varlık listesine alırken, ABD’li çip üreticisi Qualcomm’a yönelik anti-tekel soruşturmasını başlattı. Bu soruşturma, Qualcomm’un İsrailli Autotalks’ı devralma sürecinin Çin’in rekabet karşıtı düzenlemelerini ihlal edip etmediğini inceleyecek.

Çip savaşı, ABD’nin çip üretim teknolojilerindeki stratejik önceliklerini ve Çin’e yönelik ihracat kontrollerini içeren kapsamlı bir düzenlemeyle şekillendiriliyor. Biden ve Trump dönemlerinde yükselen kısıtlamalar, yarı iletkenler ve yapay zeka teknolojilerinin Çin pazarına erişimini aşamalı olarak zorlaştırıyor; bu süreçte ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimler, küresel tedarik zincirlerini sarsan bir kırılganlık yaratmaya devam ediyor.

Tarife restleşmesi ise farklı bir boyutta yürütülen bir mücadele olarak sürüyor. Tarife artışlarının karşılıklı düşürülmesi için yapılan görüşmelerin, belirli bir takvim içinde yeniden ele alınması bekleniyor. Sonuçta taraflar, 90 günlük sürelerle uzatılan geçici anlaşmalara bağlı kalmaya çalışıyorlar; fakat nihai çözümün ne zaman ve hangi şartlarda ortaya çıkacağı belirsizliğini koruyor.