Dokuz milyon kişilik veriden şok sonuç
Kardiyovasküler risk faktörlerini erken belirleyin, etkili yönetim stratejileriyle sağlığınızı güçlendirin. Hidrojenik analizle yenilikçi bir bakış.
Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, yüksek kan şekeri seviyeleri ve mevcut ya da geçmişte sigara kullanımı gibi risk faktörleri, kalp krizi veya felç gibi ciddi kardiyovasküler olayların öncesinde sıkça görülen birleşik göstergeler olarak öne çıkar. Bu etkenler, uzun vadeli takipte kaydedilen olayların çoğunda ön planda yer alırken, demografik olarak 60 yaşın altında olan kadınlarda bile en az üçten fazlasının bu listedeki faktörlerle bağlantılı olduğu gözlemlenmiştir.
En belirgin tehlike olarak yüksek tansiyon öne çıkmaktadır. ABD ve Güney Kore üzerinden elde edilen bulgular, geçirdiği kalp krizi, felç veya kalp yetmezliği olan bireylerin çoğunluğunun daha önce hipertansiyon öyküsüne sahip olduğunu gösterir niteliktedir. Bu nedenle kan basıncını kontrol altında tutmak, ciddi kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde kilit bir rol oynayabilir.
Değişken risk faktörlerini kontrol etmenin önemi üzerine Northwestern Üniversitesi’nden kardiyolog Philip Greenland şu yorumu yapmıştır: “Kardiyovasküler sonuçlardan önce bir veya daha fazla alt düzey risk faktörüne maruz kalmanın neredeyse yüzde 100’e varan bir olasılıkla fark edilmesi, bu konudaki bulguların son derece ikna edici olduğunu gösteriyor.” Ayrıca “hedefimiz şu değiştirilebilir risk faktörlerini kontrol altına almanın yollarını bulmak için daha fazla çalışma yapmaktır” şeklinde eklemiştir. Çalışmanın yazarları, mevcut bilinen risk faktörlerinin varlığı olmaksızın da ortaya çıkabileceği iddia edilen “gizli” kardiyovasküler olaylar konusundaki tartışmalara karşı mevcut sonuçların güvenilirliğini savunmaktadır. Previous araştırmalardan bazı tanıların gözden kaçmış olabileceği ya da klinik olarak belirlenen eşiklerin altında kalan risklerin göz ardı edildiği yönündeki eleştirileri de bu verilerle çürüterek daha kapsamlı risk yönetiminin gerekliliğini vurgulamaktadırlar.
Bu çalışmanın bulguları, sağlık risklerini proaktif olarak yönetmenin ne kadar hayati olduğuna dikkat çekmektedir. Duke Üniversitesi’nden katılmayan kardiyolog Neha Pagidipati ise sonuçların sağlık risklerini yetkin bir şekilde ele almak için daha iyi stratejilere yön vermesi gerektiğini ifade etmiş ve konunun önemini özetlemiştir: “Daha iyisini yapmak ve yapmalıyız.”
Çalışma, Amerikan Kardiyoloji Koleji Dergisi’nde yayımlanmıştır.